Siyah Ve Beyaz
İyi olmanın unutulduğu zamanlarda, insanlar birer birer gülümsemesini kaybederken kimse neler olduğunu anlamazmış. Yaşayanların nefes alıyor olmasıymış yaşamak.. Heyecan, neşe, keyif ve huzur sandıklara konulup derin kuyulara atılmış.
Güneşin gökyüzünde olduğu bile anlaşılmıyormuş o kadar puslu ve sisliymiş ki gökyüzü çiçekler açmayı unuturmuş. Zaman kimsenin yaralarını saramadan hızlıca akıp gidermiş, yaralardan akan kanlar yerlerde katranımsı göller oluştururmuş. İşte zaman böyle durmak bilmeden geçermiş.
İyilik nedir ve nereden gelir hatırlamaya çalışanlar kapkaranlık gecelerde yıldızları ararken kaybolur giderlermiş. Şimdi içinde hissettiğinde buza dönmüş kalplerin, ışıltısı sönmüş gözlerin yansımasını görebilirsin. Öyle büyük hüzünler gezermiş ki sokaklarda boğulmamak elde değilmiş. Ve evet bu bir peri masalı değil hatta çoğu zaman bir masal bile değil detaylandırılsa uzun uzadıya anlatılacak bir anlatı bile olabilir. Fakat yaşarken anlaşılmayının anlatılırken anlaşılacağına nasıl inanabiliriz ki. İşte böyledir çoğu zaman hayatta yaşarken neyin içinde olduğu bile anlaşılmaz, kim olduğun ya da neden orada olduğun bile anlaşılmaz. Acımasızca savrulup durduğun bu yaşam kaybolunup giderken ne kadarda değersiz ancak tam olarak bittiğini anlarken belki değerli. Hayatını nasıl devam ettirmen gerektiğini söyleyen yönergelere uymaya çalışırken, içindeki Yılkı atıda esarete dayanamayarak kendini serin sulara bıraktı çoktan.
Uzaklarda el salladığınız bulutları, hayallerinizde canlandırdıklarınıza benzetmeyi bıraktığınızdan bu yana hikayeler yalnızca siyah ve beyaz.
Renklerin dünyanıza döneceği umuduyla..
Yorumlar
Yorum Gönder